13 Eylül 2015 Pazar

Atopik Dermatit

Atopik Dermatit Nedir?

Atopik dermatit ilk defa Romalı tarihçi Suetonius tarafından kaşıntılı ve kronik deri hastalığı olarak tanımlanmıştır. İnsan yaşantısının tümünü kapsayacak özelliklere sahip olmadığından, dönemlere ayrılarak açıklanmaya çalışılır.
Doğumdan iki yaşına kadar olan infantil dönem, bebeğin iki aylık olmasından sonra görülebilir. Kış aylarında artış göstermekle birlikte, doğumdan itibaren saçlı deride, yanaklarda, çocuk beziyle temas eden bölgelerde ve boyunda görülür. Genel olarak bu hastalık iki yaşına kadar iyileşir, geçmeyen vakıalarda çocukluk dönemi denilen sürece geçilir ve bu da 2-12 yaşlarını kapsar. Kuru hava, stres, sıcak, soğuk hastalığın artmasına sebep olur. Yetişkin döneminde ise kaşıntı saçlı deri, göğüs, boyun, göz kapakları, alın, ayakların üst kısımları gibi bölgelerde yoğunlaşır. Tüm dönemlerde kaşıntı geceleri daha da şiddetlenir.  


 

Tanı

Atopik dermatitin tanısında en önemli ayırıcı özellikler, kaşıntı, egzama, kronik dermatit, kuru cilt ve ailede atopik birisinin oluşudur. Hastalığın şiddeti, kaşıntının şiddeti ve bunun yarattığı uyku bozukluğu ile ölçülerek, hafif orta ve ağır olarak tasnif edilir. Seboreik dermatit ile birbirine çok sık karıştırılır. En büyük farkları kaşıntıdır. Atopik dermatitin kaşıntıya yol açtığı ve bunun özellikle bebeklerde yoğun rahatsızlığa yol açtığı bilinir. Ancak derideki işaretler birbirine benzer olsa da seboreik dermatit ile derin farklılıklar taşır. Seboreik dermatit basit pullanmalara sebep olurken, atopik dermatit ciddi seviyelerde kızarıklıklara, tırnak izlerine ve pek tabii kaşıntıya neden olur.
 

Tedavi

Atopik dermatitli hastalarda ilk olarak kaşıntıyı azaltacak tedavi amaçlanır. Cildin kuruluğunun giderilmesinin takip edeceği tedavi, hastalığa neyin yol açtığının tespiti ile devam eder. Alerjenler, stres, fiziki çevre dikkate alınarak bir tedavi programı hazırlanmalıdır. Cildin nemlendirilmesi için günde 2-3 kez ılık bir banyo ile bu ihtiyacın karşılanması gerekmektedir. İhtiyaca göre banyo suyuna yağ eklenebilir. Bunun dışında birçok bağışıklık düzenleyici, alerjenleri ortadan kaldırmaya yönelik ilaç bulunmaktadır. Bunların hepsi hastanın hastalığının şiddetine göre belirleneceğinden, tedavi kişiselleştirilmelidir. Akupunktur, balıklı göl vs. gibi çeşitli alternatif yöntemler de bu hastalık için denenmekte ancak başarı sonucu bilinmemektedir. Doktorun belirleyeceği bir diyetin uygulanması da tedavi de önemli yol kat edilmesini sağlamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder