Atopik Dermatit Nedir?
Atopik dermatit ilk defa Romalı tarihçi Suetonius tarafından
kaşıntılı ve kronik deri hastalığı olarak tanımlanmıştır. İnsan yaşantısının
tümünü kapsayacak özelliklere sahip olmadığından, dönemlere ayrılarak
açıklanmaya çalışılır.
Doğumdan iki yaşına kadar olan infantil dönem, bebeğin iki
aylık olmasından sonra görülebilir. Kış aylarında artış göstermekle birlikte,
doğumdan itibaren saçlı deride, yanaklarda, çocuk beziyle temas eden bölgelerde
ve boyunda görülür. Genel olarak bu hastalık iki yaşına kadar iyileşir, geçmeyen
vakıalarda çocukluk dönemi denilen sürece geçilir ve bu da 2-12 yaşlarını
kapsar. Kuru hava, stres, sıcak, soğuk hastalığın artmasına sebep olur. Yetişkin
döneminde ise kaşıntı saçlı deri, göğüs, boyun, göz kapakları, alın, ayakların
üst kısımları gibi bölgelerde yoğunlaşır. Tüm dönemlerde kaşıntı geceleri daha
da şiddetlenir.
Tanı
Atopik dermatitin tanısında en önemli ayırıcı özellikler,
kaşıntı, egzama, kronik dermatit, kuru cilt ve ailede atopik birisinin
oluşudur. Hastalığın şiddeti, kaşıntının şiddeti ve bunun yarattığı uyku
bozukluğu ile ölçülerek, hafif orta ve ağır olarak tasnif edilir. Seboreik
dermatit ile birbirine çok sık karıştırılır. En büyük farkları kaşıntıdır.
Atopik dermatitin kaşıntıya yol açtığı ve bunun özellikle bebeklerde yoğun
rahatsızlığa yol açtığı bilinir. Ancak derideki işaretler birbirine benzer olsa
da seboreik dermatit ile derin farklılıklar taşır. Seboreik dermatit basit
pullanmalara sebep olurken, atopik dermatit ciddi seviyelerde kızarıklıklara,
tırnak izlerine ve pek tabii kaşıntıya neden olur.
Tedavi
Atopik dermatitli hastalarda ilk olarak kaşıntıyı azaltacak
tedavi amaçlanır. Cildin kuruluğunun giderilmesinin takip edeceği tedavi,
hastalığa neyin yol açtığının tespiti ile devam eder. Alerjenler, stres, fiziki
çevre dikkate alınarak bir tedavi programı hazırlanmalıdır. Cildin nemlendirilmesi
için günde 2-3 kez ılık bir banyo ile bu ihtiyacın karşılanması gerekmektedir. İhtiyaca
göre banyo suyuna yağ eklenebilir. Bunun dışında birçok bağışıklık düzenleyici,
alerjenleri ortadan kaldırmaya yönelik ilaç bulunmaktadır. Bunların hepsi
hastanın hastalığının şiddetine göre belirleneceğinden, tedavi
kişiselleştirilmelidir. Akupunktur, balıklı göl vs. gibi çeşitli alternatif
yöntemler de bu hastalık için denenmekte ancak başarı sonucu bilinmemektedir.
Doktorun belirleyeceği bir diyetin uygulanması da tedavi de önemli yol kat
edilmesini sağlamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder